21 Mayıs 2013 Salı


      BARSELONA DA KADIN OLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
İzmirli değilim ama Barselona’yı hep İzmir’e benzetirim. Bütün hayatım neredeyse İstanbul’da geçti. İzmir’e sık sık iş seyahatleri için gidip geldim ve tabiki medeniyetine, iklimine ve modernliğine hep hayran oldum. İzmir bir başkadır, hayat daha hafiftir orada.
Uzun süredir Barselona’ da yaşıyorum. Burada kadın olmanın dayanılmaz hafifliğini keşfettim ve İstanbul’da kadın olarak yaşamanın ne kadar zor olduğunu anladım. Erkekler içinde zor elbette ancak Türkiye de kadın olmak omuzlarımıza daha fazla ağırlık ve stres yüklüyor. Gelin iki şehir arasında kadın olmanın sadece birkaç farkına beraber bakalım:
1-      İstanbul: Yazın açık terlik giydiğinizde mutlaka bakarlar tırnaklarınız pedikürlümüdür, ayaklarınız güzel midir diye değilse sizi bakışlarıyla ezerler ve eleştirirler. ‘Aaaaa ne ayıp pedikürsüz çıkılır mı, ıyyyy bakışlarıyla’.
Barselona: Hiç kimse sizin ayaklarınızla ilgilenmez oraya bakmak akıllarına bile gelmez, gözlerinizin içine bakarak konuşurlar, sizi gözlerinizin içindeki ışıkla, yüzünüzdeki gülümsemeyle değerlendirirler. Kimseye  ayaklarınızı beğendirmek zorunda değilsinizdir.
2-      İstanbul: Bir arkadaşım demişti bir İstanbul buluşmamızda ‘ aaa bak şimdi sen İstanbuldasın. Bliyorum Barselona’da farklı ama burada dışarı çıkmadan yüzüne gözüne bişiyler sür, bakımlı ol’
Barselona: İşteyken veya özel bir okazyon varsa makyaj yapılır, rahatlık ve temizlik esastır. Bakım, sağlıktır burada. Sesinizin rengi, neşeniz ‘bakımınızdır’ burada.
3-      İstanbul: Pazar günü AVM’ lerde topuklu ayakkabılar, full makyaj  ve şık kıyafetlerle haftasonu gezisi
Barselona: Burada herkes haftasonu kendini plajlara, sokaklara ve kafelere atar. Ya ormanda koşarlar, ya sokakta bisiklete binerler ya da dostlarla ma aile kafe teraslarında sohbete dalarlar. Yani haftasonu ruhlarını güzelleştirirler, dışlarını değil.
4-      İstanbul: Dışarı çıkacağım. Arabam varsa şort giyerim ya da etek. Minübüslerde gideceksem giyemem. Fazla dar da olmaz. Bakarlar rahatsız ederler. ‘Bu kıyafetlerle Etiler, Nişantaşı dışına çıkamamam , Fatih, şirinevler, Topkapı bize yasak bölgeler. Bakışlarıyla yerler beni.’  Farkında olmadığımız inanılmaz bir günlük stres. Ruhumuz için özgürce giyinemeyiz.
Barselona: Minnacık etekler ve şortlar. Göğüslerin yarısı dışarıda. Alabildiğine cömertler. Korku yok çünkü içlerinde. ‘Bana basit diyecekler, kötü gözle bakacaklar, taciz edecekler korkusu yok. Kendimi örteyim rahatsız edilirim korkusu yok’.  Belli semtlere hapsolup kalmıyorlar, her yerde özgürce dolaşıyorlar istedikleri kıyafetlerle. Ve sadece kendi içlerine bakarak giyiniyorlar, dışarıya bakarak değil.
    
Buraya kadar yazarken bile İstanbul’un stresi beni boğdu. Gerçekten İstanbul’da (Türkiye’de) kadınlığımızı ne kadar bastırılmış yaşadığımızı ve nasıl köşeye sıkıştırıldığımızı birkere daha hatırladım. Biz kadınlara özgürce yaşayabilecekleri bir gelecek diliyorumJ

Messi takımının lig şampiyonluğunu sahada emzikle kutladı

Eşler ve çocuklar oyuncularla buluşmak için sahaya  atladılar.
Şampiyonluk kutlaması aile eğlencesine dönüştü.  FC Barca’lı oyuncular bu pazar Campo Nou’da 22. Şampiyonluklarını  eşleri ve çocuklarıyla birlikte kutladılar. Valladolid’e karşı oynadıkları maçın hemen bitiminin ardından (2-1) İspanyol futbol federasyon başkanı Angel Maria  Villa şampiyonluk kupasını takım kaptanı Carlos Puyol’a teslim etti. Teknik ekip ve futbolcuların çektirdikleri toplu resimden sonra yağmur yağmaya başlamasına rağmen kutlama eşlerin ve cocukların da sahaya inmesiyle tüm coşkusuyla devam etti. İşte resimler:



20 Mayıs 2013 Pazartesi

BARSELONA PLAJLARINA KARPUZ KABUĞU DÜŞTÜ


Barselona plajlarına karpuz kabuğu düştü buradan herkese duyurulur. Plajda aşk yapan çiftler burun buruna, dudak dudağa, gözgöze. Üstsüz tangalı 90-60-90 esmer tenli kızlar ki İstanbul caddelerinde görseler 1 günde artizzz yaparlar, manken yaparlar.





Güneşin yakmaya başlamasıyla birlikte motorumuza binip kendimizi Barselona plajlarına atmaya başladık. Bizim klasik haftasonu yaz rituelimiz. Bilirsiniz biz Türk kızları bi ‘üşürüz’ eee bende bu genlerin tipik bir temsilcisiyim. Yani benim için bikini mevsimi daha a
çılmadı. Ama maaşallah turist kızlarımız ve ispanyol güzellerimiz için durum hiç de öyle  değil, bilakis ateş bastıkça bikini üstleri küçülmüş, bikini altları g-stringin en küçük versiyonlarına dönüşmüş. Sadece kapatması gerekli elzem yerleri kapatıyor. Kızların hepsi model gibi. Sanki silikon yaptırmış ama doğal, ince beller ve dolgun, yuvarlak latin vücut hatları. Hepsi sere serpe, ‘biri bana bakıyor mu, şuram acılıyor mu , bu pozısyon ayıp kalır mı’  hiçççç  kimsenin umurunda değil. Yanlarından geçen deli-kanlı gençler birbirlerini dirsekle dürtüp kızları gösteriyorlar, gülüyorlar bıyık altından, göz banyosu yapmanın keyfini çıkarıyorlar. Onlarda çok mutlu.

Diğer bir yanımda ‘topless’ bir kızımız sevgilisiyle sarmaş dolaş burkulmuş, burkulmuş, dolanmış düğüm olmuş yatıyor kumda. Yanlarına gelip dürtüp adama ‘birader ayıp oluyor burada aileler çocuklar var’ diyen yok. Bir ara sıcağında etkisiyle bir hararet basıyor dudaklar birleşiyor, hareketlenmeye başlıyorlar. Bi bakan ben!...!  Herkes kendi havasında.
Yukarıda biri zenci iki bayan, takriben 200 KG herbiri. Zenci diğerinin ayaklarına masaj yapıyor, kumla ovalıyor ‘negatif enerjisini  alıyor’ diye düşünüyorum. Birara diğerinin dudaklarına bir buse konduruyor. Onlar da mutlu.

Geçen yazımda ’Barselona’da kadın olmanın dayanılmaz hafifliği’ demiştim.  Burada sessiz, yazıya dökülmemiş bir anlaşma var. Üniversite yIllarımda iktisat dersinde öğrendiğim cümle  aklıma geliyor ’bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler’ Liberalizm ekonomide tam uygulanıyor mu hala tartışıladursun ama Barselona plajlarına geldiği kesin. İşte buyrun resimler....